Ergin Sezgin - Manisa Üretim Müdürü

1)Sizi biraz tanımak isteriz
Merhaba, 1974 Eskişehir doğumluyum.  Evliyim, 12 yaşında bir oğlumuz var. İzmir Atatürk Lisesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Makina Mühendisliği mezunuyum. İş hayatıma 1996 yılında üniversiteden mezun olmadan çalışmaya başladım. Önce küçük bir proje firmasında, sonra sırasıyla Ege Endüstri, Tirsan Kardan ve Yorglass’da görev aldım. Haziran 2022 tarihiyle Renkler Makina ailesine Manisa Üretim Müdürü olarak katıldım.

2)Bize yaptığınız işle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Özetle; Üretim Bölümünde elimizdeki kaynakları en verimli biçimde kullanmak, devamlı iyileştirmeler yapmak, minimum kayıpla müşteriyi memnun etmek diyebilirim.

3)Bir yönetici olarak kriz anlarında nasıl davranıyorsunuz?
Soğukkanlı ve sakin davranırım. Karakter yapım da bu biçimde zaten… Krizi yaratan sebepleri ekibim ile birlikte inceleyip öncelikle hızlı aspirin çözümü ile krizi hafifletmeyi, sonrasında kalıcı çözümleri planlayıp devreye almayı amaçlarım.

4)Sizi çalışma hayatında motive eden şeyler nelerdir?
Ekip olmak, birbirine güvenmek ve dürüstlük en öncelikli motivasyonumdur. Ekibimle birlikte planladığımız işleri hayata geçirmek, hedeflerimize adım adım ulaştığımızı görmek beni motive eden konulardır.

5)Okurlarımıza başarıya ulaşmak için ne gibi eşeyler tavsiye edersiniz?
Açıkçası eskiden “başarı”, üniversite ya da iyi bir okul bitirip iyi bir iş ya da pozisyon sahibi olmak ile ölçülmekte idi. Günümüzde ise başarı tanımı göreceli bir kavram olarak değişim geçirdi. Başarıya ulaşmak kavramını kendim için özetlemek gerekirse, ulaşılabilir hedefler belirleyip, buna ulaşacak bir yol haritasına, doğru yere odaklanmaya ve sürekli değişen dünyamızda öğrenmeye açık olup ve sürekli kendilerini geliştirmeye hazır olan kişilerin başarılı olacaklarına inanıyorum.
6)Renkler olarak global firmalarla çalışıyorsunuz. Bunun avantaj/dezavantajları nelerdir?

Eğer değişim ve gelişim isteniyorsa küresel firma ile çalışmak şirkete seviye atlatır. Global müşterinin taleplerini karşılamak için aksiyonları devreye almak şirket içinde kültürel iyileşmeyi sağlar, global marka olma yolunda tedarikçi firmanın önünü açar.

Dezavantajı ise, şirket kültürü olmuş alışkanlıkları bırakmaktaki zorluktur.

İnsanlar yanlış da olsa alıştığı davranışları yaparken kendilerini güvende hissederler, bu ifade şirket için de aynıdır. Bunu yapamazsa şirket hem global müşteri hem de prestij kaybeder.

7)İş hayatındaki başarınızı neye borçlusunuz?
Planlama, iletişim, disiplin ve sevdiğim mesleği yapmak…

8)Bize hobilerinizden bahsedebilir misiniz?
Fotoğrafçılık, gitar çalmak ve tarihle ilgili araştırma kitapları okumak.

Bunların haricinde arkadaşlarımla basketbol oynamak.

9)Şu anda yaptığınız iş olmasaydı ne iş yapmak isterdiniz?
Büyük olasılıkla müzikle ilgileneceğim bir iş yapardım.

10)Meslek seçiminde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
90’lı yıllarda üniversite sınavlarında tercihler puan seviyesine göre sınav önceleri yapılıyordu. Ben de tercihimi mühendislik bölümlerinde kullandım. Makina Bölümü ilk tercihlerimdendi.

11)Bu mesleğin en keyifli yanı nedir?
Mesleğimin en keyifli yanı dinamizimin içinde olmak, buna bağlı olarak bir ürün ya da projenin tüm aşamalarını görerek müşteriye ulaşmasını sağlamak.

12)Bizi okuyan genç okurlarımıza ağabey/abla tavsiyesi olarak neler söylemek istersiniz?
Öncelikle gençlerin bizler için değerli olduklarını bilmelerini isterim. İş hayatı ve özel hayat dengelerini sağladıkları zaman her iki cephede de mutlu ve huzurlu olacaklarını düşünüyorum.  Sabırlı olmalarını, isteklerinin ya da hedeflerinin hemen olamayacağını zaman içinde adım adım kazanılacağını hatırlatmak isterim. Aynı zamanda sürekli değişen ve gelişen dünyamızda yenilikleri takip etmelerini ve sürekli kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim.